HOÇVAN KÜRT AĞALARI - ARIFÊ HEDO

HOÇVAN KÜRT BEYLERİ- ARIFÊ HEDO

Arifé Hedo
Yörede isminden en çok bahsedilen klasik ‘Kürt Agasi’ sahsiyetlerinden biridir. 1835 yili Osmanli Nüfus sayim defterinde; Göle kazasi, hoçvan nahiyesine bagli Murikan köyünün 10. Hanesinde, büyük babasi Mehmet bin Mustafa (Misto) ve babasi Süleyman’in kaydi görülmektedir.
Yörede bilinen soy agaci söyledir.
Ailesi Diyarbakir’dan Hoçvan’a ilk gelen Pirebadililerle birlikte gelip yerlesen ailelerden biridir.
Hedo adi Arif Aga’nin dedesi Mehemed’in lakabidir. Arif Aga’nin ailesinin geneline Mala Hedo adiyla hitap edildiginden kendisine de bu nedenle Arifé Hedo diye hitap edilmistir.
Arifé Hedo’nun babasi Silo zamaninda, Yukari Murikan denilen köyde 5-6 hanedirler. Ekonomik durumlari pek de iyi degildir. Komsulari, kardesi Evdo, Koro, Heso (Beziki- Baziki asiretinden) Uso ile birlikte yasiyorlar.
Ayni dönemde Asagi Murikan’da oturan Teyar Aga’nin (Pirebadili) oglu Emed Aga, Hedogillerin ilerde tüm yayla ve dag arazilerini ellerine geçirecegi endisesiyle bu aileleri Asagi Murikan denilen bugün ki yerlesim alanina getirtir. Böylce Iki Murikan Köyleri birlesmis olur. Bu dönemde Murikan da ‘ köyde, sözde’ Emed Aga’nin dir. Arifé Hedo çocuk denilebilecek yastadir.
Emed Aga’nin ölümünden sonra, Arif é Hedo kendini göstermeye baslar.
Arifé Hedo , akilli ve politik öngörü sahibi bir kisilige sahip biridir.
93 Osmanli- Rus Harbi sonrasi, Yörenin Çarlik Rus yönetimine birakilmasinin ardinda ki ilk yillarda, yörede etkin ve söz sahibi biri degildir. Rus ilhaki sonrasi Osmanli topraklarina yöreden göçler yasanmasina ragmen, Arifé Hedo, diger göç etmeyenler gibi köyünde kalip, degisimden faydalanmayi ister. Fakat yönetim degisikliginin ilk yillarinda yörenin feodal bey ve agalarinin gölgesinde kalir. Onlarla yarisacak konumda da degildir.
Mert ve gözü karadir. Fakat dalsiz agacin gölgesinin olmayacagini bilen biridir. Kendisini sahiplenecek güçlü bir ailesi ve bunun yaninda güçlü bir serveti yoktur.
Gençlik yillarinda Tiflis’ten göçmen olarak Ardahan’a gelip yerlesen bir sahisin bir gün Murikan’a ugradigi,açligini gidermek için çaldigi kapi Arife Hedo’nun kapisidir. Arif evde degildir. Annesi misafiri karsilar. Evin büyügünü sorar. Annesi Arif’i çagirtir. Arif daha çocuk denecek yastadir. Ailenin bes tane tavugu vardir. Baska mal varliklari yoktur. Bir tavuklarini misafirleri için keserler. Yemekten sonra Tiflisli misafir aileye bir miktar para verir. Misafir çekip gider.Ailede kardeslerden en büyük olan Misto aksam yeni yaptiklari degirmenlerinden eve döndügünde, olanlari ögrenir. Misafirin verdigi parayla birkaç koyun ve bir çift öküz almayi aileye önerir ve aile karariyla bu teklif kabul görür. Aile bireyleri, Tiflisli misafirlerinin bu parayi borç verdigini sanmaktadir. Ertesi yil ayni misafir yine gelir. Aile, borcunu almaya geldigini sanir. Fakat misafir bu kez de bir miktar para vererek geri döner ve bir daha hiç gelmez. Aile birkaç yil bu yardimla kendilerini geçindirir.
Arifé Hedo, bir ara Osmanli topraklarina geçmeyi bile düsünür. Fakat eli bos gitmeyi istememektedir. Bu dönem, Osmanli Devletinin Kürtler arasinda Hamidiye Alaylarini olusturdugu dönemdir. Agri’da Hamidiye Alay Komutani olan Sipkili Abdülmecit Beg’in yeni bir alay olusturmak gayesiyle Hoçvan’a Izzet Beg’e geldigini de bilmektedir. Abdülmecit Beg’e gidip onun yardimiyla bir alay komutani olmayi kafasina koyar ve yanina kendi köylülerinden, Lezgoyé Ruto, Çiloyé Cuno (Heci Çilo), Bedoyé Eli’yi alarak Agri’ya gider.
Kora Köyünden Seboyé mala Onbasi, Abdülmecit Beg’in alayinda çavustur. Seboyé mala Onbasi vasitasiyla Abdülmecit Beg’e tekliflerini sunarlar ama, Abdülmecit Beg ‘Sen çetecilige bulasmissin seni kabul edemem’ der ve bu teklifi kabul etmez, geri Hoçvan’a dönerler.
Etkin ve söz sahibi olabilmenin yolunun güçle olabilecegini anlamistir.
Yörede karisikliklar yasanmaktadir. Gerek savas, gerekse asiri vergiler ve göçler halki iyice yoksullastirmistir. Yörenin göç alip, göç vermesi nüfusu sürekli bir hareketlilik içine sokar. Osmanlidan kaçip, Kars-Ardahan’a göçmen olarak gelen 15000 Ermeni göçmen nüfusundan bahsedilmektedir. Bu nüfus hareketliligiyle issiz, güçsüz halde bulunan kaçak insanlar yörede çogalmaya baslar. Barinacak ve karinlarini doyuracak bir yer bulmanin ötesinde bir sey istememektedirler. Yörenin feodal aga, beg ve varlikli ailelerin kapilarini çalmaya baslarlar.Çoban, hizmetçi olarak aga, beg ve varlikli ailelere siginirlar.
Kaçak konumunda bulunan firari insanlar. Arifé Hedo’ya da siginirlar. Arifé Hedo bunlardan bir çogunu himayesine alir. Bunlarin içinde en gözü kara olanlari, Erzurumdan Osmanli firarisi olarak kaçip gelen Kürtlerden Usib ile Boqo lakapli Mehemed dir. Bu kadar issiz- güçsüzü geçindirmek zor tabi.
Arifé Hedo, bunlarin yaptigi hirsizliklara göz yumar. Aslinda bunlarin yaptigi talanlar Arifé Hedo’nun isine de yaramaktadir. Bu tür olaylarin artmasi, yöreden insanlarla arasinin bozulmasina da neden olur. Çünkü adamlari yöreden insanlarin da mallarini çalarlar.
Gün gelir Arifé Hedo yörenin zenginleri arasinda bulur kendisini. Zenginligi için yörede, ‘seré hezé berda bu’ denilir. Yörede artik taninan biridir. Çevrenin etkin adamlariyla iliskileri saglikli bir sekilde gelismektedir. Arifé Hedo artik sözü geçen etkin bir agadir. Kiziroglu’nda Samil Aga’yla Kirvedir. Gölgeli’den Kasté Aga’ nin yegeniyle ikinci evliligini yapar. Iki oglunu da Panikli Izzet Beg’in ailesinden everir.
Tiflis’le ticari iliskiler baslatir. Hayvanlarini sürekli Tiflis’e satmaya götürür.
Ekmegine mert, yediren içiren, kapisina gelenleri bos çevirmeyen biridir. Uzun yillar kendisine Kahyalik yapan Köse Hasan’in oglu Resit Tirpanci, babasinin Arif Aga hakkinda; ‘mert, sofrasi her daim açik, giyimine kusamina özen gösteren, isinde disiplinli bir oldugu’ dedigini aktarir.
Arif Aga, bir yandan güç kazanirken diger yandan kendisini istemeyenlerin çogaldigi da görülmektedir. Hatta kendisini birkaç kez öldürmeye yeltendikleri bile olmus.
Çarlik Rusya’si döneminde Osmanli-Rus sinirlari iyi korunamadigindan, her iki taraftan sinir ihlalleri yasanmaktadir. Kürt ve Ermeni çetelerinin bu dönem Kars ve Ardahan’da büyük bir asayis sorunu yarattigi, büyük hirsizlik olaylarinin yasandigi Rus kaynaklarinda belirtilmektedir.
Hamsiogulari olarak bilinen Ur Beyleri; Rus yönetimi adina asayisi saglamada Ruslara yardim ettikleri ve bu nedenle yörede Rus yönetim yanlisi olmayanlari, yönetime ihbar etmekteler. Rus kaynaklarinda da Hamsiogullarinin Ruslar adina asayisi sagladiklari belirtilmektedir.
Ur Beylerinin; Arifé Hedo’nun Ermeni ve Kürt çeteleriyle iliskisi oldugu, bunlari ve devlet tarafindan aranan firarileri sakladigi gerekçesiyle Rus yönetimine ihbar ettigi, bundan kaynakli Rus yönetimince Ardahan’da yargilandigi, yüklü miktarda para vererek serbest birakildigi aktarilmaktadir.
Rus yönetimiyle arasi hiç düzelmeyecektir. Asayisi bozanlari himaye ettigi için Ruslarin gözünde hep süpheli biri olarak kalacaktir.
Ruslarin ve Ermenilerin bölgeden çekilmesi sonrasinda Ankara Yönetimiyle de anlasamaz.
Halit Pasa, Beyaz Beg’in ölümünden dolayi ve Ermeni çeteleriyle iliski de oldugu gerekçesiyle, Arif Aga’yi yakalattirip Ardahan’a sorguya götürtür. Arif Aga burada da yüklü miktarda para vererek kendini kurtarir.
Beyaz Beg suikasti bir önceki bölümde anlatildigindan bu bölümde tekrara girmeyecegim.
Ruslar döneminde onlara çalisan, Ankara Yönetimi döneminde ise Ankara’ya çalisan Ur Beyleri; Arif Aga’yi, Ermenilerle isbirligi ve onlari korudugu iddiasiyla yeni yönetime ihbarda bulunurlar.
Yakalanan Arif Aga, bu kez Erurum 15. Kolordu’ da yargilanmak üzere Erzurum’a gönderilir. Bu yargilanmada da para vererek kurtulur.
Ur Beyleri Arif Aga’nin pesini birakmazlar. Ur Beylerinden Celal Bey, bu kez Sivas 9. Ordu Komutanligi’na ihbarda bulunur. Bu kez yörede ki kolluk kuvvetleri de tedirgindirler. Tepeden ciddi bir talimat almislardir.
Arif Aga’nin evi çok sayida askerle basilir. Bir samanlik dolusu silah ele geçiren kolluk güçleri Arif Aga’yi Sivas’a gönderir.
Arif Aga, Rus Yönetimi zamaninda Tiflis’ten annesiyle birlikte göçmen olarak Osmanli topraklarina geçmek isteyen Türk asilli bir anne ve onun erkek çocuguna yardim eder. Osmanli Yönetimine geçen bu ailenin oglu bir vesileyle Askeri okula girer ve gün gelir Sivas’ta 9. Ordu da söz sahibi bir subay olmustur. Hoçvanli Arif Aga’nin kendilerine yaptiklari iyiligi unutmamislardir. Kendisi Arif Aga’nin sorusturmasini yapan ekiptedir. Arif Aga’yi tanir. Durumu annesine anlatir. Yapilan ihbar ve iddialara göre idam edilecegini söyler. Annesi kendilerini ölümlerden kurtaran ve bu günleri görmelerini saglayan bir adami kurtarma sirasinin kedilerine geldigini, Arif Aga’yi kurtarmasini oglundan ister. Oglu bir sekilde Arif Aga’yi kurtarir.
Arif Aga Hoçvan’a döner. Ama her seyini kaybetmistir.
Yeniden bastan baslayacaktir. En uygun gördügü is, Tiflis’e canli hayvan satmaktir. Tiflis’le yaptigi canli hayvan ticareti sayesinde eski konumuna yeniden kavusmustur.
Bu dönem, Arif Aga’nin adinin islenen bir baska suikastle anilacagi dönem olacaktir. Arif Aga’nin adi Beyaz Beg suikastindan baska bir suikast ile daha anilir. Ur Beyi Hamsiogullarindan Celal Bey’in öldürülmesi olayi:
Ur Beylerinden Celal Bey, bir gün Gülebert (Çamliçatak) köyüne gider. Gülebert’te Abdullah Çavus diye baba yigit biri yasamaktadir. Celal Bey, Abdullah Çavus’un karisina sarkintilik yapar. ‘ birkaç gün sora evlerine gelecegini ve kendisini hazirlamasini söyler’. Abdullah Çavus eve geldiginde esi kendisine yasananlari anlatir. Abdullah Çavus’un bunu kabullenmesi mümkün degildir. Ama karsisinda ki lerle tek basina bas edemeyecegini de bilir. Bu durumda kendisine yardim edebilecek tek kisinin Arif Aga olacagini düsünür ve Arif Aga’ya gitmeye karar verir.
Abdullah Çavus o gece esini ve çocuklarin alip Arif Aga’ya gelir. Arif Aga’ya durumu anlatir ve kendisini himayesine almasini ister. Arif Aga hiç tereddüt etmeden Abdullah Çavus’u himayesine alir. Zaten yigitligi hakkinda çok sey duymustur. Kendisinin de Celal Bey’le bir hesabi vardir.
Arif Aga, Celal Bey’le kapanmamis hesabinin kapanma zamani geldigine karar verir.
Arif Aga’nin Göle Varginis’te Nahiye Müdürlügü Yapmis, Ankara Hükümetiyle arasi çok iyi olan Ibrahim Bey’le iyi bir dostlugu vardir. Durumu Ibrahim Bey’le paylasir.
Ibrahim Bey, Abdullah Çavus’la hem asker arkadasidir, hem de ikisi de Terekeme kökenlidirler ve Kafkaslardan yöreye birlikte gelmislerdir. Ayrica Celal Bey’in Ibrahim Bey’le de çeliskileri vardir.
Arif Aga’yla Ibrahim Bey, Celal Bey’e suikast planini ortak yaparlar. Celal Bey’in ayda bir kez Kars’a gittigini bilmekteler. Suikast yeri olarak, Kars- Ardahan sösesinin Sakaltutan mevkiinde ki egri tas köprüde karar kilarlar. Celal Bey’in gidecegi günü haber verecek adamlari Ardahan’a yerlestirirler.
Ibrahim Bey, suikast timinin basinda bizzat kendisinin olmasini ister. Çünkü; Celal Bey, akrabalarindan birinin dükkaninin soyulmasi olayini Ibrahim Bey’den bilmekte ve bu nedenle Ibrahim Bey’in esinin basinda ki basörtüsünü almistir. Ibrahim Bey zaten bu nedenden dolayi Celal Bey’i öldürmeyi düsünmektedir. Bu yüzden suikast timinin basinda bizzat bulunmak ister. Olay günü, Ibrahim Bey, Abdullah Çavus ile birlikte Arif Aga’nin himayesinde olup üç kardesiyle birlikte kaçak durumda olan Lehimli Köyünden Mexsudé Velo ve anlatimlara göre Arif Aga’nin istegiyle Haciali Köyünden, Cewoyé Serdér ve ayni köyden Derwisé Evdo, olay yerinde ki köprü altinda saklanirlar. Celal Bey faytonuyla köprüye yaklastiginda ortaya çikan suikastçilar önce atlari vururlar. Malakan olan sürücüyü öldürmek istemezler, Onu elinden yaralarlar. Neye ugradigini sasiran Celal Bey ve korumalarinin daha saskinliklari geçmeden Celal Bey vurulur. Tarih 1925 veya 1926 olabilecegi olaylar ve aktarimlardan anlasilmaktadir.
Bu olaydan sonra Ur beyleri, Ibrahim beyi vurdururlar. Yeni yönetim, Ibrahim Bey’in öldürülmesini kabullenemez ve failleri bulmada kararlidir.
Arif Aga, faillerin Ur Beyleri oldugunu bir sekilde yetkililere ulastirir. Sorunun kökten çözülmesini isteyen Arif Aga’nin, Ur Beylerinin sürgün olmasinda da aktif rol oynadigi aktarilmaktadir. Hatta Ur Beylerini sürgün edenin Arif Aga oldugunu iddia edenlere bu gün de rastlamak mümkündür.
Arif Aga döneminde Kürt isyanlarinin yöreye ulusal bilinç düzeyinde bir gelismeyi etkilemedigi görülmektedir.
Arif Aga, yasami boyunca devlet kurumlariyla anlasamadigi, bu nedenle de gerek Rus gerekse Ankara yönetimleri tarafindan kendisini sürekli baski altinda tutuklari, hatta defalarca yargilandigi ve ekonomik zarara ugradigi aktarilmaktadir. Hatta aile bireyleri,Arif Aga’nin Cilavuz’da (Susuz) satin almis oldugu arazi tapularinin Ankara Yönetimince iptal edildigi de iddia edilmektedir.
Ölünceye kadar Tiflis’le canli hayvan ticaretiyle ugrastigi, son dönemlerde özellikle öküz ihraç ettigi yörede bilinmektedir.
Kendi köyünde 70-75 yaslarindayken vefat eder. Köy mezarliginda bulunan mezar tasinda ölüm tarihi Arapça rakamlarla 1928 olarak yazilmistir.
kaynak :
www.yeniulkehaber.com